Yaşam

Hatay’ın ‘güzel kardeşi’: Ahmet Karagöz ilk günden beri deprem bölgesinde

ensonhaber.com

Ankara’da bir çaycıda çalışan Ahmet Karagöz, Türkiye’yi derinden sarsan “yüzyılın felaketi” ile birçok kişiye yardım etmek için elinden geleni yapmaya çalıştı.

Topladığını önce yardım kuruluşlarına vermeyi düşünse de daha sonra deprem bölgesinde ve depremzedelerin yanında olması gerektiğine karar verdi.

Ankara’dan Hatay’a Gönül Köprüsü

Elimde ne varsa harcadım, ilk etapta ihtiyaç olacak malzemeleri aldım. Teşekkürler arkadaşlar, arkadaşlar da çok şey satın aldı. Arabamı doldurdum. Arabam eski, bu kadar yol harcır mı diye merak etsem de ‘Bismillah’ deyip yola koyuldum. Niyetim daha önce Maraş’a gitmekti ama Maraş’a geldiğimde tırlar, tırlar, yardım kuruluşları gördüm çok kalabalıktı. Ben de devam ettim ve arabamı Hatay’a sürdüm.

TRT Haber’den Abdulkadir Konuksever’in haberine göre; Hatay’ın Kırıkhan ilçesine gelerek mahallelere dalan Ahmet Karagöz, harabelerin olduğu bir bölgede karar kıldı. Hızla çalışmaya başladı:

Çok şükür bir çok kişi tereddüt etmeden yardım gönderdi. Onları en çok ihtiyacı olanlara göre ayırdım. İnsanlar vicdani bir hesapla yardım ediyorlar ama buraları görmeleri gerekiyor. Burada olup bitenler tam olarak anlaşılırsa, o zaman her şey çok daha kolay olacaktır. Çünkü bizim insanımız vicdanlı, bizim insanımız nezih.

Adını “güzel kardeşim” koydular

İyi insanlardan biri de Ahmet Karagöz’dür. Karşılık beklemeden yörede yaptığı işler, insanlara ve özellikle çocuklara olan yakınlığıyla lakap kazanmıştır. “Güzel dostum.”

Bu dünyada hiçbir şey için gözüm yok. Ailem ve çocuklarımla geçimimizi sağlıyoruz, ancak şükranla. O zaman hayat bize gösteriyor ki, ne kadar kıt yaşarsak yaşayalım, bir deprem bile onu sizden alıp götürebilir. Bu yüzden minnettarlığımdan vazgeçmiyorum. Baktım Ankara’daki ailemin bana ne kadar ihtiyacı var. Çok şükür bir oğlum var, çalışıyor ve bekar. Sen aileye sahip çıkacaksın dedim, helallik istedim ve çıktım. İnsanlığa yardım eli uzatmaktan ve Allah’tan dileğini bekleyerek onların yardımına koşmaktan daha güzel bir şey bilmiyorum. Depremin başından beri burada insanlarla iç içeyiz. Tanıdıkça yakınlaştık, kaynaştık; Bana ‘Estağfurullah ama iyi bir insanım’ lakabını taktılar. Onlara söyledim; ‘Sen güzel insansın’ diyorum, bu benim hizmet görevim ve neyim ama Allah bilir ama tabii ki onları seviyorum.

Enkazdaki mushafları toplar, temizler ve dağıtır.

Ahmet Karagöz, hayır işlerinden fırsat bulunca enkazda Kur’an-ı Kerim aramaya çıkar. Ayrıca din kitaplarını bulup temizliyor ve ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor:

Kutsal kitabımız, Allah’ın sözü olan peygamberlerimizin isimlerini içermektedir. Devletimizden Allah razı olsun, yardımlar, yemek ve temizlik hizmetleri bir sistem içinde yürütülüyor. İnsanların artık başka ihtiyaçları var. Bir tırnak makası, bir dikiş iğnesi, bir kibrit, bir mum insanı çok mutlu edebilir. Tabii ki her şeylerini kaybettiler. Bir gün enkazın içinde Kuran-ı Kerim’i gördüm. Aldım ve temizledim. Sokakta yürürken bir bayan elime bakıyor. Yasin’in depremde kaybolanlara okumak için Kuran’ı aradığı ortaya çıkınca sordum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın birçok yere dağıttığını duydum ama herkese ulaşmak tabi ki mümkün değil. O günden sonra enkazları, girilebilen binaları dolaşmaya, kitapları toplamaya başladım. Bazen insanların girmeye korktukları binalardan eşyalarını çıkarıyorum, oyuncak ya da çocuğunun fotoğrafını isteyenler oluyor. Taleplerini elimden geldiğince karşılamaya çalışıyorum.

Bayezid-i Bistami Türbesi’nin temizliğine de yardım etti.

Deprem bölgesindeki birçok türbe de ağır hasar gördü. Hatay ili Kırıkhan-Hassa yolu üzerindeki Alabeyli köyünde bulunan Bayezid-i Bistami Türbesi de bunlardan biridir. Kırıkhan’da yardım ettiği kişilerden biri bu durumu söyleyince Ahmet Karagöz arabasına atlayıp türbeye koştu:

Büyük alim, büyük mutasavvıf. Bunu duyduğumda, doğrusunu istersen, gücüme gitti. yollara düştüm Oldukça hasarlıydı. Dökülen taşları tek tek topladım, içini temizledim, halıları silkeledim. Orada bir gün kaldım, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Ben yapısına dokunmadım, benim işim değil, hatta sonrasında vakıf ekipleri geldi ve hızla çalışmalara başladı. Orada çok güzel şeyler yaşadım ama tabii ki mana aleminin size bundan bahsetmesi yanlış olmaz.

“Kimin neye ihtiyacı varsa ben burada olmaya devam edeceğim”

Depremle birlikte bölgeye akın eden arama kurtarma ekipleri, bazı yardım kuruluşları ve gruplar görevleri bitince geri dönüyor. Enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği bölgede okullar açıldı, konteyner kent ve köy konutlarının teslimine başlandı. Hayatın normalleşmesi adına çok ağır bir çalışma yürütülüyor. Ahmet Karagöz’ün planlarında görevi tamamlanan ve ihtiyaç kalmayan grupların geri dönmesi gibi bir şey yoktur.

Bir anlamda buralıyım. Hamdolsun devlet tüm imkanlarıyla sahada ve her şey için koşuyor. Yardım açısından bana gerek yok. Burada iyi kötü bir çadırım var. İçini kitaplar ve oyuncaklarla dolduruyorum. Çocukların çok fazla ilgiye ihtiyacı var. Okulları açılıyor, onlar için pek çok etkinlik düzenleniyor ama benim de birkaç kuklam var. Onları eğlendiriyorum ve kuklalar aracılığıyla hikayeler anlatıyorum. Çok seviyorlar, ben de çok memnunum. Büyük, küçük, çocuk, bebek; İhtiyacı olan herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden geleni yapacağım ve burada olmaya devam edeceğim. İğne de olsa, kürdan da olsa…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu